Antik Çağlar'dan beri, insanlık bazı sorulara yanıtlar aradı:

Biz kimiz?

Nelerden oluşuyoruz?

Bizi dengede tutan şey ne?

Aristo gibi düşünürler, cevapları doğada aradılar ve yaşamın dört temel yapıtaşına ulaştılar: Toprak, Su, Hava ve Ateş.

Bugün burada, periyodik cetveldeki elementlerden bahsetmiyoruz.

Biz; özümüzden, bizi insan yapan kuvvetlerden söz ediyoruz. Çünkü bu elementler olmadan ne biz oluruz,

ne doğa,

ne ritim,

ne de denge.

Hepimiz bu elementleri farklı oranlarda taşıyoruz;

ve onları kendi içimizde suni bir dengeye oturtuyoruz.

Ama hayat, bu dengeyi her fırsatta sarsıyor.

Ateş çok parlak yandığında bizi ve çevremizi kavurur, toprak çok ağır geldiğinde merkezimizi kaybederiz, suyun dengesizliği derinlik sarhoşluğu yaratır, havanın yokluğu yaşamı imkansız hale getirir.

Elementalite, içimizdeki bu elementlerle yeniden bağ kurabilmemiz için var.

Ama bir ders gibi değil; hareketle, oyunla, sanatla, doğayla ve birlikte düşünerek...

Çünkü elementlerin dengedeyse, hayat akar.

Ve tabii ki sen de onunla birlikte...